ve Henslowe evden sokağa çıkınca yeni bir sahne başlar.
Bazen mekandaki herşey aynı kalmasına karşın, zamanda meydana gelen bir değişiklik de sahne değişimi
gerektir. Aşağıdaki örnek, Terminator 2 filminden.
90. İÇ. BENZİN İSTASYONU. GECE.
Terminatör, istayonun ofis bölümünde, pencerenin önünde ayakta durmaktadır. Sessiz ve hareketsiz bir
biçimde geceyi izlemektedir. Sadece gözleri oynamakta, arada sırada yoldan geçen arabalara
bakmaktadır.
91. İÇ. BENZİN İSTASYONU. GÜNDÜZ.
Aynı görüntü. Ofisin pencerelerinden şimdi de güneş ışığı girmektedir. Terminatör hiç hareket etmemiştir.
SAHNE YAZIMINA GEÇMEDEN ÖNCE YAPILACAK SON ŞEY: SAHNE LİSTESİ
Filminizin sinopsisini yazdınız diyelim. Yani: hikayenizi 3 perdeli yapıya oturttunuz, karakterleri doğru bir
biçimde yarattınız, kahramanın dış motivasyonunu net olarak belirlediniz ve bu motivasyonun önüne
çatışmayı yaratacak engelleri çıkardınız. Bütün bunları 3-4 sayfalık bir sinopsiste başardınız.
Peki bu 3-4 sayfalık sinopsisten 120 sayfalık senaryo aşamasına nasıl geçilir?
Genel uygulama önce, 30-40 sayfalık bir tretman yazmaktır. Tretmanda, sinopsiste anlatılan olayları çok
daha ayrıntılı bir biçimde işlersiniz. Ama hemen hiç diyalog kullanmazsınız.
Tretmanı yazdıktan sonra genelde hemen senaryo aşamasına geçilir. Senaryo yazarken artık olayları
"sahne" dediğimiz bölümlere ayırmanız gerekmektedir.
Bir sahne, zaman ve mekan birliği olan bir birimdir. Yani bir olayı anlatırken, zamanda ya da mekanda
bir değişiklik olursa sahne değişir. (Sahne yazma konusuna daha sonra ayrıntılı bir biçimde gireceğiz).
Sahne yazımına geçmeden önce, çok faydalı olduğunu düşündüğüm, ama bizde pek kullanılmayan bir
teknik önereceğim. Bu tekniğin adı: SAHNE LİSTESİ yapmak.
SAHNE LİSTESİ nedir?
Sahne listesi, bir senaryoyu oluşturacak bütün sahnelerin, (daha senaryo yazılmadan önce) bir iki satırlık
cümleler şeklinde alt alta sıralanmasıdır.
Peki ne işe yarar?
Çok işe yarar. Öncelikle senaristin, senaryosunun nereden gelip nereye gittiğini iki-üç sayfa üzerinde
görmesini sağlar. Senarist, yüz sayfayı aşkın bir yığında kaybolmak yerine, sadece iki-üç sayfa içinde
hikayenin bütün olaylarını görebilir. Böylece senaryo üzerindeki hakimiyeti artar.
Senaryo bir kere yazıldıktan sonra sahne eklemek ya da çıkarmak çok zordur. Eklenen ya da çıkartılan
sahnenin diğer sahnelere olan etkisini kestirmek güçtür. Oysa bu işlem (sahne ekleme ve çıkarma), sahne
listesi üzerinde çok kolay ve etkili bir biçimde yapılabilir.
Sahne listesine TITANIC filminin tam ortasından ("midpoint") bir örnek vereyim:
• Jack Rose'un nü resmini çizer.
• Yaşlı Rose, kendisini dinleyenlere "o an" neler hissettiklerini anlatır.
• Rose, Jack'in çizdiği resmi Cal'in kasasına koyar.
• Cal'in yardımcısı Lovejoy'un gelmesi üzerine gençler süitten kaçarlar.
• Lovejoy ile gençler arasında, geminin koridorlarında kovalamaca yaşanır.
• Jack ve Rose geminin ambar bölümüne gelirler.
• Kaptan geminin komutasını yardımcısına, sonra o da kendi yardımcısına bırakır.
• Cal odasına gelir ve Rose'un Jack ile birlikte gittiğini anlar.
• Jack ve Rose ambardaki bir arabanın içinde sevişirler.
• Gemideki iki görevli, gençleri bulmak için ambara gelir.
• Jack ile Rose güverteye çıkarlar.
• Gözcüler önlerindeki buz dağını fark ederler ve kaptan köşküne haber verirler.
• Haberi alan kaptan yardımcısı geminin yönünü değiştirmek için elinden geleni yapar ama
gemi buzdağına çarpar.
Görüldüğü gibi, sahne listesinde ne bir tasvir ne de bir diyalog vardır. Sadece o sahnedeki en önemli olay,
bir iki satırlık bir cümleyle anlatılır. Ve bir sahne listesinin 3 sayfayı geçmemesi gerekir. Geçerse,
amacından sapmış olur.
Ayrıca sahne listesi yazarken her sahne yazılmaz. "Geçiş" niteliğindeki küçük ve nispeten önemsiz
sahneleri yazmasanız da olur. Hatta yazmamanız gerekir.
Bu tekniğin, batılı örneklerine nispetle "karmaşıklıktan" uzak, basit kalan Türk senaryolarının daha
karmaşık, daha zeki, daha yaratıcı olmasına yardımcı olacağı kanaatindeyim.