Olay Örgüsü Yaratmanın 10 Kuralı
1) Hiçbir Şey Rasgele Gerçekleşmemelidir.
Hikayedeki her şeyin bir önemi olmalıdır: bu ister simgesel olsun, ister hedeflenen doruk anı (“climax”)
için olsun. Bütün adlar, bütün yerler, bütün eylemler ve olayların bir amacı olmalıdır.
Senaryonuzdaki bir unsurun gerekliliğini test etmek için kendinize şu soruyu sorun: Neden o yer değil
de bu yer? Neden o isim değil de bu isim? Neden başka bir şey değil de bu eylem, bu
konuşma... vb.
Bu sorunun cevabı “okuyucuyu, hikayenin akla uygun olduğuna ikna edebilmek için; hikayenin teması ile
ilgili bir mesajı okuyucuya aktarabilmek içn; okuyucuyu hikayenin sonundaki zirveye hazırlamak ve
böylece bu zirvenin hem akla hem de hikayenin temasına uygun olmasını sağlamak için” olmalı.
2) Hikaye, Güçlük İçindeki Karakterden Doğar.
İyi huylu bir adam, hedeflerine, karakterine hiç uymayan saldırgan bir hareketle ulaşamaz. Ama bu
adamın karakterinin bastırılmış yönü ile ilgili az da olsa bir şeyleri önceden göstererek okuyucuyu
hazırlamışsanız, stres altında bu bastırılmış yön ortaya çıkabilir. Yalnız bu stresin de hikayenin koşulları
göz önünde bulundurulduğunda akla uygun olması gerekmektedir.
3) Her Karakterin Kendi Kişisel ve Acil Gündemi Vardır.
Bir karakterin, kendi kişisel gündemini bırakıp başka bir şeyle ilgilenmesi için çok iyi nedenler olmalıdır.
Eğer böyle nedenler yoksa hikaye çok şey kaybeder. Karakterin yaşadığı aciliyet hissini
paylaşmayabiliriz ama yapmakta olduğu şeye neden bu kadar önem atfettiğini anlayabilmeliyiz. Gerçek
bir motivasyon olmadan hareket eden bir karakter, tanım itibariyle melodramatiktir, (yapması anlamlı
olduğu için değil) sadece okuyucuyu heyecanlandırmak için sıra dışı şeyler yapar.
4) Bir Hikayedeki Olay Örgüsü, Tek Tek Karakterlerin Olay Örgülerinin Bir Sentezidir.
Her karakterin kendi kişisel gündemi vardır; bu gündem, diğer karakterlerin gündemi ile çatışarak ya da
uyuşarak değişikliğe uğrar. Her şey kötü adamın istediği gibi olmaz, aynı şey kahraman için de
geçerlidir; her ikisi de birbirlerine engel olurlar, sonra da baskı altında doğaçlama olarak yeni yollar
bulmak zorunda kalırlar. Eğer kahraman kuzey batıya gidiyorsa ve kötü adam da kuzey doğuya gidiyorsa,
hikaye onları aşağı yukarı kuzeye doğru götürür – en azından ikisinden biri bir avantaj elde edene kadar.
5-) Olay Örgüsü “Hikaye”den Çok Daha Önce Başlar
Hikaye, olayların son derece kritik ve geri döndürülemez bir hal aldığı bir anda başlamalıdır. Eğer
gerekirse daha sonra, hikayenin başlangıcından önceki olaylar hakkında “flashback”ler, açıklamalar veya
sonuç çıkarmalar ile bilgi verebilirsiniz.
6-) Önemli Unsurları Daha Önceden “Sezdirin”
Hikayenin ilk bölümü bir tür kehanet gibidir. İkinci bölümü ise bu kehaneti gerçekleştirir. Her önemli
karakter, yer ya da nesne, hikayede önceden sezdirilmelidir. Gökten inen “Deus ex machina”
çözümler kabul edilemez; kahramanınızı kurtarmak için şapkadan tavşan çıkaramazsınız. Ama
olacakları da aynen göstermezsiniz – okuyucularınız olacak olayları tamamen görmek istemezler; hele
de karakterleriniz bunları kendileri göremeyecek kadar aptalsa.
İşin püf noktası şudur: hikayeniz için gerekli olan şeyi, okuyucunuzu onun önemine çok
uyandırmadan koyun. Özellikle de şans ve rastlantı, öykünün gidişatını etkileyecekse, çok dikkatli bir
biçimde hazırlanmalıdır.
7-) Ne Tür Bir Hikaye Anlattığınızı Unutmayın
Her hikaye, bireyin toplumla olan ilişkisinin hikayesidir. Komik bir hikaye, toplumdan soyutlanmış
birinin mevcut bir topluluğa kabul edilmesi ya da kendi topluluğunu oluşturması yoluyla elde ettiği
“toplumla bütünleşme”yi anlatır. Bu bütünleşme genelde bir evlilik ya da şölen ile sembolize edilir.
Trajik bir hikaye ise, toplumla bütünleşik bir insanın toplumdan soyutlanmasını anlatır. Ölüm, bu
soyutlanmanın bir sembolüdür sadece.
Olay örgüsü ne tür bir hikaye okuduğumuz hakkında bizi belirli bir ölçüde muallakta tutmalıdır. Oğlanın
kızı elde ettiği bir komedi bile olsa, komik zirve (oğlanın bunun nasıl başardığı) bizim için bir sürpriz
olmalıdır (“Nottin Hill” - gg). Eğer kahramanın sonunun felaket olacağını biliyorsak bile, bu düşüş,
bildiğimiz ama yeterince önem vermediğimiz bir şeyden kaynaklanmalıdır (“Carlito’nun Yolu”,
“Cesuryürek” –gg).
8-) İronik Olay Örgüleri, Yüzeysel Anlamları Tersyüz Ederler.
Burada, normalde arzulanan bir hedef bize çok itici gelir: kahraman biriyle evlenir, ama yanlış kızı seçer
ve hikayeyi bir trajediye çevirir. Ya da kahraman ölür, ama bunu yaparak toplumsal olarak kabul edilebilir
bir hale gelir – ya bir şehir olur ya da bir kurtarıcı.
9-) Kahraman En Sonunda Olayların Kontrolünü Ele Geçirmelidir.
Her hikayede kahraman bir süre pasiftir, sadece olaylara tepki verir. Ama bir noktada, olayların
denetimini ele geçirmeye çalışmalıdır. Bu bir “karşı-itiş”tir, hikayenin bir üst vitese geçtiği andır.
Bazı durumlarda, birden fazla itiş ve karşı-itiş olabilir; hikayenin başlarında, karşı-itiş, kahramanın
karakterinin belirlenmesine yardımcı olur ve onu, hikayenin ileri bölümlerinde olacak daha ciddi
çatışmalara (ve karşı-itişlere) müsait bir pozisyona getirir.
Her sahnenin kahramanın önüne bir sorun çıkardığını söyleyebiliriz; onun tepkisi, karşı-itiştir. Hikayenin
genel yapısı açısından baktığımızda, bu karşı-itiş genelde, kahramanın ilk planı başarısız olduktan sonra
ortaya çıkar; olan olaylardan bazı dersler almıştır ve şimdi bunları hikayenin zirvesine yaklaşırken
kullanacaktır.
10-) Olay Örgüsü Karakteri Dramatize Eder
Eğer bütün edebiyat, insanın kim olduğunu arayışın bir hikayesi ise, olay örgüsü bu arayışın yol
haritasıdır. Her olay, her tepki, karakterlerin kimliklerinin bir yönünü açığa çıkarmalıdır. Olay örgüsünü
oluşturan unsurlar, cesur ya da korkak, aptal ya da zeki, eli açık ya da cimri olma fırsatları vererek
karakterlerin kimliklerini dramatize ederler (canlandırarak gösterirler). Bu fırsatlar, anlatmakta olduğunu
hikayeye uygun şiddetli baskılar şeklinde gelirler.
Sadece iş olsun diye konan olay örgüsü unsurları – bir dövüş, cinsel yakınlaşma, uğursuz bir haber –
olaya dahil olan karakterlerin kişiliklerini aydınlatmıyorsa, hikayeye gereksiz yere yük olurlar. Buna
karşılık okuyucu, bir olay örgüsü aracıyla dramatize etmediğiniz (canlandırarak göstermediğiniz) bir
karakter özelliğine inanmayacaktır.