Senaryo yazmak için oturduğunuzda hindi gibi düşünmeye başlarsınız: Nereden başlamalı? Karakterim
şimdi ne yapacak?
Karakteriniz (aslında bütün karakterler) hikayenizin herhangi bir anında, herhangi bir isteğin peşinden
giderken, her zaman kendi açılarından en az çabayı gerektiren, en muhafazakar ("conservative" -
mevcut durumu koruyucu) eylemi yerine getirirler. Bütün insanlar her zaman böyle davranırlar.
İnsanlar öz itibariyle tutucudurlar ("conservative" - mevcut durumu koruyucu), aslında bütün doğa
öyledir. Hiçbir organizma gerekenden fazla enerji harcamaz, gerekmeyen hiçbir şeyi riske atmaz,
ya da zorunda kalmadıkça hiçbir eylemde bulunmaz. Neden bulunsun ki?
Eğer bir iş, herhangi bir kayıp ya da acı riskine girilmeden ya da enerji harcanmadan, kolay yoldan
yapılabiliyorsa, neden herhangi bir yaratık daha zor, daha tehlikeli ya da daha fazla zayıflatıcı bir şey
yapsın ki? Yapmaz tabii ki. Doğa buna izin vermez... ve insan doğası da evrensel doğanın bir
parçasından ibarettir.
Gerçek yaşamda da bize gereksiz, hatta aptalca gelen aşırı davranışlar sergileyen insanlar, hatta
hayvanlar görürüz. Ama bu bizim, o durumla ilgili dışarıdan yaptığımız bir değerlendirmedir. Öznel
olarak, o yaratığın bakış açısından, bu taşkın davranış aslında asgari, tutucu (mevcut durumu koruyucu)
ve gerekli bir harekettir. Neyin "tutucu" (mevcut durumu koruyucu) olduğu her zaman bakış açısına
göre değişir.
Örneğin gerçek hayatta kendimize şöyle deriz: "Dolores'in telefon numarasını bulamıyorum. Ama
arkadaşım Jack'te bu numaranın olduğunu biliyorum. Eğer onu şimdi ararsam, meşgul olmasına rağmen
yaptığı işi bırakıp bana bu numarayı verecektir." Siz de Jack'i ararsınız ve işini böldüğünüz için özür
dilersiniz. O da "Sorun değil" der ve istediğiniz numarayı size verir. Hayat % 99 böyledir. Hayatta hep
asgari çabayı gösteririz ve onun karşılığını alırız.
Hikaye anlatımında ise biz yazar olarak, karakterimizin dünyadan olumlu bir tepki almayı umduğu
ama bu eyleminin kendisine karşı çok olumsuz bir tepki uyandırdığı anlara odaklanırız. Karakterin
içinde yaşadığı dünya ona, umduğundan farklı bir biçimde ya da umduğundan çok daha güçlü bir
biçimde ya da her iki biçimde tepki verir.
Telefonu elime alıp Jack'i ararım ve "Rahatsız ettiğim için kusura bakma, ama Dolores'in telefonunu
bulamıyorum. Bana onun ..." O anda Jack bağırmaya başlar: "Dolores mi? Dolores mi! Ne cüretle
bana onu telefon numarasını sorarsın?" der ve telefonu suratıma kapatır.
Aniden hayat daha ilginç bir hâle gelmiştir.
(McKee, STORY, sayfa 143-4, bazı bölümleri tarafımdan kırpılmıştır - gg)