Hollywood'da (sinema) ve New York'ta (edebiyat - tiyatro), "fikir" kraldır. Bir yazar ya da senarist
olarak başarılı olmak için, başarılı bir biçimde kurgulanmış bir romandan ya da güzel bir biçimde
yönetilmiş bir filmden daha fazlasına ihtiyacınız vardır. Hakkında konuşulacak, heyecan yaratacak, ve
doğru insanların kendisiyle ilgilenmesini sağlayacak bir fikre ihtiyaç duyarsınız. Çok iyi bir fikrin belirli bir
anatomisi ve yapısı vardır. Bir konuyu harika, bir başlığı ilgi çekici, bir fikri de heyecan verici yapan şey
de tanımlanabilir ve öğrenilebilir. Parlak Fikri ("High Concept" - bazı yazarlar "Hook" diyorlar buna -
Basit bir biçimde ifade edersek parlak fikir, bir kaç sözcükle ifade edilebilen ve herkes tarafından kolayca
anlaşılabilen, merak uyandırıcı bir fikirdir. Texas eyaleti büyüklüğünde bir astroid dünyaya doğru hızla
yaklaşmaktadır. İşte bu parlak bir fikirdir. Herkes bunun tam olarak ne anlama geldiğini bilir. Bu fikir
insanda bir duygusal tepki uyandırır ve sadece dokuz kelimeyle ifade edilen bu fikir ile izleyiciler filmin ne
Parlak bir fikir yaratmak için fikrinizi en güçlü ve öz (kısa, "concise") şeklinde formüle edebilme yeteneğini
gerektirir - fikrinizi olabildiğince kısa ve harika ("marvelous") yapabilmelisiniz. Ne kadar az sözcük
kullanırsanız, fikriniz o kadar parlak olur. Jack Nicholson Kurt Adam'dır (eski filmleri bilmeyenlere
hatırlatalım, J. Nicholson'ın böyle bir filmi var, tipi de cuk oturuyor. - gg). Film pek iyi olmadı, ama fikir
Şimdi, bu parlak fikir düşüncesi, büyük film stüdyolarının sanatı boğmak ve kârlarını artırmak için
uydurdukları bir şey mi? Anlaşılan öyle. Peki bir kıymet-i harbiyesi var mı? Bence var. Jerry
Bruckheimer, James Cameron ve Steven Spielberg gibi son derece tantanalı, ticari filmler çekmek
istiyor olabilirsiniz, ya da "Altıncı His", "Ordinary People", ya da "Harry Potter" gibi ünlü hikayeleri
filme dönüştürmek istiyor olabilirsiniz. Bence her iki durumda da parlak fikir önemlidir.
Önce şunu söyleyeyim: fikrinizi, bir kaç kelimeyle ifade edilebilecek güçlü bir şeye indirgeyebilmek için,
hikayenizin ne olduğunu çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bir başka deyişle, gerçek bir parlak fikir
yaratabilmek için, hikayenizin bütün yapısal unsurlarını çok iyi öğrenmekle kalmayıp, aynı zamanda
hikayenizin tam özüne de ulaşmanız gerekiyor.
İkinci olarak "parlak fikir", başkalarıyla kurduğunuz iletişimi son derece kolaylaştıran bir kestirme
çözümdür. Eğer projeniz büyük bir stüdyo ya da yayıncı tarafından satın alınacaksa ya da finanse
edilecekse, fikrinizin sadece merak uyandırıcı değil, aynı zamanda kısa da olması gerekir. Bu fikir,
stüdyonun emir-komuta zinciri içerisinde kolayca ilerleyebilmeli ve kendisini duyan herkesi, sizin
sunuşunuzu dinlemeye, senaryonuzu okumaya, ya da filminizi izlemeye istekli hale getirmelidir (Ama
fikrinizi bu mekanizmaya sokmadan önce noterden adınıza tasdik ettirmeyi sakın unutmayın - gg) .
Böylece bu insanlarlar fikrinizi dinleyip, senaryonuzu okuyup, filminizi seyrettikten sonra, bunu emir
komuta zincirindeki başkalarına anlatabilir ve onların merakını uyandırabilirler. Eğer bir fikrin anlatılması
ya da anlaşılması zor ise, bu emir-komuta zincirinde asla yukarılara doğru ilerleyemeyecektir. Tepedeki
insanlar bunu asla duyamayabilirler. Aradaki kademelerde (tercüme esnasında) kaybolup gidebilir.
Parlak fikir, sürecin hem başlangıcının hem de sonunun önemli bir bölümünü teşkil eder. Sürecin
başlangıcında fikir, hikayenizi yaratmanıza ve (yapımcıya/yayıncıya) satmanıza yardımcı olan güçlü bir
tohumdur. Sürecin sonunda ise hikayenizi pazarlamanız için kullanacağınız yüz haline gelir. Halkın,
kitabınızın kapağında ya da filminizin afişinde göreceği şey bu parlak fikirdir. Ve burada da görevinizi
çok az sayıda sözcükle gerçekleştirmek zorundasınızdır. Bu nedenle burada bahsettiğimiz şey, bu sürecin
her iki ucunda da işe yarayacaktır. Ve daha en başta, pazarlanabilir bir fikriniz olduğunu bilmek son
derece iyi bir şeydir.
Bu hedefinizi gerçekleştirmenizde size yardımcı olabilecek dört unsur vardır.
* BÜYÜLEYİCİ BİR KONU
* HARİKA BİR BAŞLIK/AD
* TETİKLEYİCİ OLAY, ki bu hikayenizin sorununu teşkil eder, ve
* OLTA, ki bu da hikayenizin benzersiz özelliğini ya da özel koşullarını ortaya koyar.
(DİKKAT: Burada, Hollywood'un "HOOK" -kanca- konusunda yaşadığı terminolojik bir karmaşaya tanık
oluyoruz. Bir çok yazar "kanca"yı "parlak fikir" - "high concept" - ile aynı anlamda kullanırken -ben de
bunlardanım- bazı yazarlar kancayı, hikayenin sadece en başında, seyircinin dikkatini hikayeye vermesini
sağlayan ilginç/çarpıcı olay olarak kullanmaktadır -bu makalenin yazarı da kancayı bu anlamda kullanıyor.
Bu nedenle siz bu makaleyi okurken "parlak fikir" ifadesinin yerine "kanca"yı koymalı, "hook/kanca"
yerine de "olta"yı koymalısınız. Hiçkimse size hayatın çok kolay olduğunu söylemedi, değil mi
- gg)
BÜYÜLEYİCİ KONU nedir? Büyüleyici konu, adı üstünde, kendi başına bile merak uyandırıcı olan bir
konudur. Hikaye sadece konusuyle bile ilgilimizi çeker. Bu son derece önemlidir. Kısa bir süre önce bir
kitapçıya gitmiştim. İlk masanın önünden geçtim ve gözüme bir kitap takıldı. Sonra yirmi adım yürüdüm,
durdum, ve geri döndüm. Gözüme takılan kitabın başlığı şuydu: "Kleopatra'nın Gizli Günlükleri."
Dünyanın en ünlü aşıklarından birinin sırlarını öğrenme düşüncesi bana çok cazip gelmişti.
Geçmişte işe yaramış diğer konulardan bazıları nelerdir? İnsanın içine şeytan girmesi, para, cinsellik,
iktidar (güç), dinozorlar, UFOlar, skandal nitelikli aşk hikayeleri, seri katiller, uzaylılar,
klonlama, bir kazadan sonra hayatta kalanlar, sonsuz gençlik - böyle başka bir sürü konu
bulabileceğinizden eminim. Benim en hoşuma gidenlerden bazıları şunlar: adalet, ölümsüzlük, gizem,
ve mumyalar. Bana bir piramidin içinde geçen gizemli bir hikaye verin, ister İndiana Jones olsun, ister
Brendon Fraser ("Mumya"daki çocuk - gg), ya da Donald Duck (çizgifilm), hemen tüm dikkatimi
veririm. Karşı koyamam bile. Bu nedenle sizi ve ulaşmak istediğini seyircileri gerçektenden büyüleyecek
konular bulmanız son derece önemlidir. Her hal ve kârda, hikayenizin, kendi başına bile merak uyandırıcı
olan bir konuda olması işinizi çok kolaylaştırır. Büyüleyici konuyu bulmak, sizi, hikayenizin aslında ne
hakkında olduğunu keşfetmeye iten şeylerden biridir.
HARİKA BAŞLIK nedir? Harika bir başlık size hikayenin ne hakkında olduğunu - büyüleyici konuyu -
söylemekle kalmaz, aynı zamanda eserinizin türünü (janr) de belirtir, yani o türle bağlantılı olarak
iştahınızı kabartır. Bir gerilim, gizem, aşk hikayesi, macera vb. ile bağlantılı duyguları uyandırır. Bu
farklı türlerin her biri, farklı bir duygusal macera başlatır.
Büyü iyi bir konudur. Konusu büyü olan bir eser için "Merlin" iyi bir başlıktır (isimdir) çünkü Merlin bu
olayla bağlantılıdır. Kıyamet de bir başka popüler konudur. "Armageddon" da bu konu için iyi bir
başlıktır (Armageddon, İncil'de kıyameti anlatmak için kullanılan bir sözcüktür - gg). Bu sözcüğü duyar
duymaz eserin dünyanın sonu ve bu olayla bağlantılı olaylar ve duygular ile ilgili olduğunu anlarız.
Felaketler. "Titanik"ten daha iyi bir isim mi olur? Kayıp medeniyetler. "Atlantis" herşeyi anlatıyor.
Cinayet. İşte bu benim favorilerimden biri: "Kara Dul". Harika bir film değil ama harika bir isim.
Başka bazı güzel film adları: "Aşık Şekspir". Derhal ilgilenmeye başladım. "Mükemmel Cinayet" ("The
Perfect Murder"). Gördüm. "Altıncı His", "Roswell", "Acil Servis" ("ER"), "Kızları Öp", "Yıldız
Savaşları", "Gladyatör", "Jurassic Park", "Mumya", "Harry Potter ve Ateş Kadehi". Sanın aldım.
"Titanik", "Roswell", "Altıncı His" gibi sözcükler, belirli bir konudaki önemli olaylarla ilişkilendirilmiş
sözcüklerdir. Ve seyirciye, bu filmde hissetmeyi bekleyecekleri duyguları teşhis etmelerinde yardımcı olur.
(Bizden bir örnek "Çanakkale" olabilir - gg).
Harika bir başlık (isim) bulmak sizi konuyu ve türü (janr) - seyircier tarafından deneyimlenen duyguların
kaynağını - keşfetmeye zorlar. Eğer bir başlık (isim), önceden bilinmek istenen herşeyi söylüyorsa, o
zaman çok iyidir. Harika bir başlık bulduğunuzda, sizi bir keşif (REVELATION) gibi çarpar. Çok
heyecanlanırsınız. Çok iyi bir başlığınız ve büyüleyici bir konunuz varsa, yolun yarısını katettiniz demektir.
Üçüncü unsur, TETİKLEYİCİ OLAY'dır. Tetikleyici olay, sorunun başlangıcı ya da nedenidir. Eylemin
(aksiyonun) nedenidir. Hikayede, bu olay nedeniyle aksiyona geçilmesi gerekir.
• Teksas eyaleti büyüklüğündeki bir astroid dünyaya çarpmak üzeredir. Harekete geçilmelidir.
Astroidin yok edilmesi ya da yönünün değiştirilmesi gerekmektedir.
• Mahallede bir seri katil vardır. Harekete geçmek gerekmektedir. Adam yakalanmalıdır.
• Evin kapısının önüne bir bebek bırakılmıştır. Bebeğe bakılması gerekmektedir.
• İstilacı bir orduyla savaşılmalı ve ordu yenilmelidir.
• Patlayan bir volkandan kaçılması gerekmektedir.
• İnsan yiyen bir köpek balığının öldürülmesi gerekmektedir.
• Büyük bir yangının söndürülmesi gerekmektedir.
• Korkunç bir hastalık tedavi edilmelidir, vs.
Eğer bir konuda ŞİMDİ harekete geçilmesi gerekiyorsa, bunun tetikleyici bir olay olduğunu bilirsiniz -
yani bir sorun varsa ve bununla ilgili olarak yapılacak bir şey söz konusuysa. Tetikleyici olayın ne
olduğunu bulmak sizi, hikayenizin sunduğu sorun ile yüzleşmeye zorlar. Hikayeler sorunlar
hakkındadır. Bu bütün hikayelerin ön koşuludur. Elinizde bir sorun vardır ve bu sorun çözülür. Bu durum
(sorun) hikayenin olmazsa olmazlarındandır - o olmadan bir hikaye de olmaz. Hikaye ne kadar büyük
ya da küçük olursa olsun, bir soruna odaklanır. O hikayedeki herkes de bir biçimde bu olayla ilgili
(bağlantılı) olur. Ve hikayedeki herkesin yaptığı herşey bir biçimde bu olayın sonucunu etkiler. Bu
sorunun ortaya nasıl çıktığını ve nasıl çözülebileceğini göstermek, hikayenin ruhunu oluşturur.
OLTA, sorunun benzersiz bir yönüdür ve ilginç olasıklara işaret eder. Sorunu çevreleyen özel bir koşuldur
ve kaybedilecek şeyleri (ÖDÜL; "STAKES") ve ilgimizi artıran bir şeydir.
• Susan bir süpermarkette değil de Bermuda Şeytan Üçgeni'nde kaybolur.
• Yanardağın teki çölün ortasında değil şehrin göbeğinde patlar.
• Bir bebek sevecen bir bakıcının değil de üç bekar erkeğin kapısının önüne bırakılır.
• Bahtsız aşıklar bir kilisede değil de Titanik'te karşılaşırlar.
• Bir kadın kaçırıır ve kocası fidyeyi ödemeyi reddeder.
• Şeytan, ergenlik çağındaki bir kızın bedenine girer.
Kanca, tehtidi daha tehlikeli ve merak uyandırıcı yapan bir güçlüğe işaret eder. Öldüren Cazibe'de (Fatal
Attraction) başarılı bir avukat, sıradan bir "öteki kadın"la değil de güzel bir psikopatla evlilik dışı bir ilişki
yaşar.
Olta'yı bulmak sizi, hikayenizin benzersiz olan tarafıyla yüzleşmeye iter. Bu, hikayenizi taze yapan
benzersiz bir özelliktir. Sorunu saptar ve güçlüğü iyice vurgularsınız.
İşte o meşhur dört unsur bunlar: Büyüleyici bir konu, harika bir isim, tetikleyici olay ve olta.
Bunların hepsi bir kaç kelime ile ifade edilebilir. Eğer bir parlak bir fikir yaratacaksanız, bu dört unsurun
işinize çok yaradığını göreceksiniz.
Bu yazının ana fikri, bu unsurlardan faydalanarak son derece güçlü bir tohum üretebileceğinizdir. Bu
tohum sadece harika bir hikaye yaratmanıza yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda sürecin en
başında (yapımcıya) ve en sonunda (seyirciye) hikayenizi satmanızı da sağlayacaktır.