Dedin mi, Demedin mi?
Yazdığınız senaryonun son tahlilde "ne dediğine" dikkat edin. Kendinizi güzel bir hikayenin sarhoşluğu
içinde kaybederseniz, alt metin olarak çok zararlı ve tehlikeli mesajlar verdiğinizi fark edemeyebilirsiniz.
Hele yaptığınız iş bir biçimde yüksek reyting alıyorsa, ve görünürdeki (düz okumada ortaya çıkan) anlam
da hoş ise, bu hatanızı fark etmeyebilirsiniz, ya da önemsiz zannedebilirsiniz. Ama yanlış mesaj
Bağdat'tan döner, ve fatura eninde sonunda önünüze konur.
Ne demek istediğimi örneklerle anlatayım:
KURTLAR VADİSİ: Sahte bir kimlikle mafyaya sızan bir gizli servis elemanının mafyayı, yine mafya
yöntemlerini kullanarak çökertir.
GÖRÜNÜRDEKİ ANLAM: Genç bir gizli servis elemanı, kahramanca bir davranış sergileyerek, mafyaya
sızar ve yine onların yöntemlerini kullanarak büyük zararlar verir. Büyük başarı! ALKIŞ!
GİZLİ ANLAM: Kötülüğe kötülükle karşılık vereceksin. Şiddet kullanmak mübahtır, hatta sorunların
çözümünde en etkili ve İYİ yoldur. Düşmanlarınla, onların kullandığı yöntemlerle mücadele edeceksin. Bu
yöntemler ne kadar ahlaksız olursa olsun, fark etmez. Ne pahasına olursa olsun GÜÇLÜ olmak gerekir.
GÜÇ, en önemli erdemdir. Yasaldışı yollarla elde edilmesi ise sorun değildir.
SILA: Çocukluğunda ailesi tarafından şehirli bir aileye evlatlık verilen genç bir kız, Berdel edilerek zorla
evlendirildiği, hatta kendisine tecavüz eden ağaya aşık olur.
GÖRÜNÜRDEKİ ANLAM: Hayatta böyle şeyler oluyor.
GİZLİ ANLAM: Berdel (yani kayınbiraderler arası kızkardeş alışverişi) kötü bir şey değildir, hatta kabul
edilebilir bir şeydir. Onun için sesinizi kesin, dizinizi kırıp oturun, ey Türk kadınları!
BİNBİR GECE: Genç bir kadın, oğlunu ağır bir hastalıktan kurtarmak için, kendisine bir gecelik 150 bin
dolar teklif eden patronunun teklifini kabul eder.
GÖRÜNÜRDEKİ ANLAM: Ne yapsın kadıncağız?! Oğlu için büyük bir fedakarlık yapıyor. Analar evlatları
için herşeyi yaparlar, yapmalıdırlar!
GİZLİ ANLAM: Para karşılığı cinsellik meşrudur. Hele de güçlü bir gerekçeniz varsa.
* * *
Bir de ne dediğini bilen, düz okumaların yanı sıra alt metin okumalarına da dikkat eden bir başka örnek
verelim:
TERMINATOR 2: Çocuk John Connor, kendisini korumak için gelecekten gönderilen robota (Arnold)
insan öldürmeyi yasaklar. Hatta filmin en komik sahnelerinden biri bu konuşmanın geçtiği sahnedir. John
Connor ve Arnold bir otoparkta konuşmaktadır. Vakit gecedir.
John: Öyle kafana estiği gibi adam öldüremezsin.
Arnold: Neden? Ben Terminatör'üm.
John: Öldüremezsin dedim.
Arnold: Neden?
John: Öldüremezsin işte! Bu konuda bana güvenmelisin.
Başka bir sahnede, John ve Arnold akıl hastanesine girmeden hemen önce John robotu durdurur ve insan
öldüremeyeceğine dair yemin de ettirir! Ve bundan sonra hiçbir sahnede, filmin kahramanı (yani
özdeşleşilen şahsı) olan Arnold, tek kişiyi dahi öldürmez, bunun için özel bir çaba gösterir.
Oysa "Kurtlar Vadisi"nde, dizinin kahramanı (yani özdeşleşilen şahsı, yani davranışları örnek alınan
kişisi) çatır çatır adam öldürür. Ne de olsa kötü adam ya ölenler, öyleyse tetiğe asılmakta bir mahzur
yoktur. Henüz kişiliği yerleşmemiş, ahlaki değerleri oturmamış bir genç kuşak da, Polat kadar güçlü ve
karizmatik olmanın yolunun, insanlara sorumsuzca şiddet uygulamak olduğunu düşünür ve ona göre
hareket eder. Okullar genç Polatlarla dolar. Liselerde şiddet patlaması yaşanır.
"Sıla"da da dizinin kahramanı olan genç kız, zorla evlendirildiği, sonra kendisini döven ve ona tecavüz
eden zengin ve yakışıklı ağadan hoşlanıyor. Böylece "demek ki başlangıçta kötü gibi görünen olaylar
ileride düzelebilir. Sabretmek lazım. Genç bir kadının özgür seçiminin, karakterinin bir önemi yoktur.
İleride nasılsa evlendiği adamı sever" deniliyor.
"Binbir Gece"de de acil bir maddi sıkıntı karşısında genç bir annenin para karşılığında cinsel birlikteliğe
evet demesi anlatılıyor. Burada, izleyicilerin gözlerini kamaştıran ve gerçeği görmelerini engelleyen bir
unsur var: annelik! Anneler çocukları için herşeyi yaparlar. Peki, soralım öyleyse: kaç paraya kadar bir
başkasıyla yatmak mübahtır. Alt limit 150 bin dolar mı? 100 bin dolar olsaydı, yatması yanlış (kabul
edilmez) mı olacaktı? Ya 50 bin? Ya 10 bin? Ya 100 dolar. Çok acil olsa, kadının 100 dolar için yatması
mübah mı? Peki anne bir şekilde işsiz kalsa ve bu kez evine ekmek götüremeyecek duruma düşse, bu
durumda da bedenini cinsel araç olarak sunması kabul edilebilir bir şey midir? Neden olmasın? Ekmek de
hastalık tedavisi kadar elzem bir şey değil mi? Ya da okul gereçleri, oyuncaklar? (Herhalde bütün hayat
kadınları bu diziyi seyrederken çok gülüyorlardır, bizim her gün yaptığımız şeyi bu kadar büyük bir ahlaki
ikilem gibi sunuyorlar diye).
Çocukları hastanelerin kanser koğuşlarında yatan, geceleri gündüzlerine karışmış genç anneler diziyi
seyrederken ne düşünüyordur acaba? "Tüh ulan! Bu niye bizim aklımıza gelmedi?!" mi? Hiç sanmam.
Yine de onlara bir sormak lazım...
* * *
"Hey dostum, sen bu dizilerin reytingi kaç biliyor musun?!" diyebilirsiniz. Ben de size "biliyorum"
derim. Ama doğruyu yapıp yapmamanın, doğru sözü söyleyip söylememenin reytinge bağlanmasının,
özelde Türk televizyonculuğu, genelde de ahlaki hayatımız açısından çok vahim olduğunu da eklerim. Bazı
reytingler yapılmamalıdır, bazı paralar kazanılmamalıdır, bazı "başarılar" elde edilmemelidir. Doğru
olanı yapmak, bazen kaybetmeyi gerektirir. Ve tıpkı senaryo yazımında olduğu gibi gerçek hayatta da
karakterinizi, ne dediğiniz değil, zor koşullar altında yaptığınız seçimler belirler.