Hiç Bir Senaryo Artık Yorumsuz Kalmayacak

3 Perdeli Yapı

3 PERDELİ YAPI Güzel Ama ...
Aklınıza bir senaryo fikri geldiği zaman, üzerine hemen 3 perdeli yapı kalıbını geçirmeyin. Bu fikir ile
oynayın, "brain storming" yapın, aklınızdan bir türlü çıkmayan ve "bu sahne filmde mutlaka olmalı"
dediğiniz sahneleri bir kenara yazın. O sahneler, her ne kadar şimdi birbirinden bağımsız olsa da, zaman
içinde bilinçaltınız (ya da bilinciniz) bu sahneleri birbirine bağlayacak güzel bir öykü yaratacaktır.
Yaratıcılığınıza güvenin. Yani paniğe kapılmayın.
Bir filmi güzel ve çekici kılan özelliklerin başında "şaşırtıcı" olması gelir. Sürpriz dönüşler, umulmadık
virajlar, izleyiciye keyif verir. Bunların yavaş yavaş ortaya çıkmasına izin verin, ama biraz araştırma
yapmanın da bir zararı olmaz. Elinizde yeterince hikaye malzemesi oluştuktan sonra 3 perdeli yapıyı
kullanmaya başlayın.

3 PERDELİ YAPI ÖRNEĞİ 2 - "SON SAMURAY" Serim ve Fırsat
"Son Samuray"ın (2004) senaryosu da, tıpkı Örümcek Adam gibi, aşağıda anlattığımız 3 perdeli yapıya
uyuyor. Son Samuray, 140 milyon dolara malolmuş, 435 milyon dolar getirmişti.
AŞAMA 1 : SERİM / GENEL DURUM
Senaryonuzun açılışındaki %10'luk bölüm, okuyucuyu ve izleyiciyi, hikayenin başlangıçtaki ortamına
çekmelidir. (İlk 10 sayfa kuralını hatırlayın) Burada kahramanımızın günlük hayatını göstermeli, ve
(kahramana haksızlık yapıldığını göstererek, kahramanı tehlike altında göstererek, kahramanın sevilebilir,
komik, ve/veya güçlü biri olduğunu göstererek) onunla özdeşleşme sağlanmalıdır.
SON SAMURAY'da Serim :
Senaryo, Japon Adalarının görüntüleri ile başlıyor. Anlatıcı, Japonya'nın nasıl yaratıldığı ile ilgili bir efsane
anlatıyor. Sonra kendi düşüncesini söylüyor: "Bana göre Japonya, onur için hayatını vermeye hazır bir
avuç cesur insan tarafından yaratılmıştır"
(Bu sahnenin amacı, en kısa yoldan, filmin bir ülke -Japonya- ile ilgili olduğunu anlatmak. Güzel
görüntüler ve otantik müzik, atmosferi hemen oluşturuyor. Anlatıcının bahsettiği "onur" için ölmeye hazır
insanlar ise, filmde izleyeceğimiz çatışmanın ipucunu veriyor.)
Daha sonra bir tepenin üzerinde meditasyon yapan bir Japon görürüz. Japon, meditasyon sırasında bir
vizyon görmektedir: Bir ormanda, japon savaşçılar tarafından kuşatılmış olan beyaz bir kaplan, çevresini
saranlarla cesur bir biçimde mücadele etmektedir.
(Henüz adını bilmediğimiz ve Anlatıcı'nın onur için hayatını hayatını vermeye hazır insanlardan
bahsederken perdede gördüğümüz bu adam Katsumoto'dur. Gördüğü vizyon ise, gelecekte meydana
gelecek bir olayı haber vermektedir. Bunu henüz bilmesek bile, vizyon görmek olayı bile tek başına
ilginç.)
Bir sonraki sahnede, kalabalık bir insan topluluğunun önünde yeni Winchester tüfeğini tanıtan bir adam
(McCabe) görüyoruz. Bu adam, silahın niteliklerini anlatması için bir savaş gazisini, Yüzbaşı Algren'i
sahneye çağırıyor. Yüzbaşı Algren sahnenin arkasındaki bir odada içki içmekle meşguldür ve çağrıldığı
halde sahneye çıkmaz. McCabe sahne arkasına gider, biraz önce sahnede övdüğü Algren'e hakaretler
yağdırarak onu sahneye çıkarır, ve bunun son gösterisi olduğunu söyler.
(Burada, Algren ile özdeşleşmenin temelleri atılıyor. Algren fena halde sarhoştur. Acaba neden
içmektedir? Bir savaş gazisi olduğu halde hakaretlere uğraması, onunla özdeşleşmeyi başlatır.)
Algren sahneye çıkar, silahı tanıtmaya başlar. Ama bir süre sonra, önceden hazırlanmış metnin dışına
çıkar ve savaşın vahşetini kendi sözcükleriyle anlatmaya başlar. Hemen sonra da tüfeği doldurup,
seyircilerin arkasındaki bazı eşyalara büyük bir isabetle ateş etmeye başlar. Silahı McCabe'e verir, ve
tekrar sahne arkasına gider. Bu arada, seyircilerin arasında, beyaz saçlı beyaz bıyıklı bir adam dikkatimizi
çeker.
(Burada Algren'in geçmişi hakkında bilgi ediniyoruz. Belli ki Algren kızılderililere karşı savaşmış bir askerdir, ve vicdanı, yaptıklarından dolayı rahat değildir. Tüfeği ile seyircilerin arkasındaki bazı şeyleri
tam isabet vurması da özdeşleşmeyi artırıyor - kahramanın yaptığı işte -silah kullanma/askerlik- iyi
olması ve kendi gücüyle temas halinde bulunması kuralı)
DÖNÜM NOKTASI 1 : FIRSAT
Senaryonun %10'luk bölümünün bitiminde, kahramanımıza yeni bir fırsat sunulmalıdır. Bu da onda yeni
ve görülebilir bir istek uyandırmalıdır. Böylece kahraman, yolculuğuna başlar.
SON SAMURAY'da Fırsat :
Bir sonraki sahnede Algren'i bir binadan çıkarken görürüz. Binanın dışında onu, seyircilerin arasında
gördüğümüz beyaz saçlı beyaz bıyıklı adam (Çavuş Gant) beklemektedir. Algren'e bir iş teklifi olduğunu
söyler.
Sonraki sahnede ise Algren ve Çavuş Gant, büyük ve lüks bir restorana girerler. Gant, Algren'i bir masaya
götürür. Masada bir kaç Japon ve Algren'in eski komutanı Albay Bagley oturmaktadır. Bagley, Japonların
ordularını modernleştirmek, bunun için de Amerika'dan eğitmen tutmak istediklerini söyler. Yüzbaşı
Algren'e ayda 400 dolar teklif ederler. Algren fiyatı 500 yaparak kabul eder. Japon grubun başındaki
Omura, imparatorun yeni bir düşmanı olduğunu söyler: bu, Katsumoto adlı bir samuraydır. Algren, yeni
Japon ordusunu, bu düşmana karşı eğitecektir.
Sahnenin devamında Algren ile komutanı Bagley'in arasının iyi olmadığını öğreniriz. Bagley, geçmişi
unutmayı teklif eder, ama Algren kabul etmez. Bagley'e olan nefreti öyle büyüktür ki, onu bedavaya bile
öldürebileceğini söyler.
(Bu sahnede kahramanımız Yüzbaşı Algren'e bir fırsat sunuluyor, o da bunu kabul ediyor. Filmin ilerleyen
bölümlerindeki çatışmanın da ipuçları veriliyor: bastırılması gereken bir asi vardır - Katsumoto. Fakat
Algren ile Bagley arasındaki sürtüşme de ileride bu alanda bir şeyler olacağına işaret ediyor.)
(Burada dikkatimizi çeken bir başka nokta daha var: Filmin başında iş arkadaşı olarak sunulan Omura ve
Albay Bagley, aslında filmin ilerleyen bölümlerinde Algren'in en büyük düşmanı olacaktır. Yine en başta
"düşman" olarak nitelenen Katsumoto da, Algren'in en yakın dostu haline gelecektir. Benzer bir yöntemin
-değişen roller- Örümcek Adam'da da kullanıldığını görmüştük.) 


3 PERDELİ YAPI ÖRNEĞİ 1
"ÖRÜMCEK ADAM"
Örümcek Adam 1'in (2002) David Koepp tarafından yazılan senaryosu, aşağıda anlattığımız 3 perdeli
yapıya neredeyse bire bir uyuyor. Filmin 800 (sekiz yüz) milyon dolar iş yaptığını düşünürseniz,
senaryosunu incelemeye değer bulabilirsiniz.
AŞAMA 1 : SERİM / GENEL DURUM
Senaryonuzun açılışındaki %10'luk bölüm, okuyucuyu ve izleyiciyi, hikayenin başlangıçtaki ortamına
çekmelidir. (İlk 10 sayfa kuralını hatırlayın) Burada kahramanımızın günlük hayatını göstermeli, ve
(kahramana haksızlık yapıldığını göstererek, kahramanı tehlike altında göstererek, kahramanın sevilebilir,
komik, ve/veya güçlü biri olduğunu göstererek) onunla özdeşleşme sağlanmalıdır.
ÖRÜMCEK ADAM'da Serim :
Senaryo bir okul otobüsünde başlar. Peter Parker, öğrencilerle dolu bir okul otobüsünün yanında
koşmakta, bağırarak otobüsü durdurmaya çalışmaktadır. En sonunda Mary Jane'in (M.J.) müdahalesi ile
otobüs durur. Peter otobüse biner, fakat kimse onu yanına oturtmaz, hatta onunla alay ederler. Son
olarak da biri ayağına çelme takarak Peter'ı yere düşürür.
(Bu sahnede Peter'ın bir Lise öğrencisi olduğunu, -dış ses yardımıyla- M.J.'i sevdiğini, ama arkadaşları
tarafından pek sevilmediğini öğreniriz. Peter'a yapılan üçlü haksızlık -otobüs şoförünün kasten durmayıp
Peter'ı koşturması, insanların ona yer vermeyip onunla alay etmesi, ve son olarak da ona çelme takmasısonucunda
genç adamla özdeşleşme de sağlanır.)
Bir sonraki sahnede üniversite önünde duran Peter, M.J.'nin kendisine el salladığını zannederek ona el
sallar. Ama M.J., Peter'ın arkasındaki kız arkadaşlarına el sallamaktadır. (Peter yine aptal durumuna düşürülerek özdeşleşme güçlendirilir.)
İzleyen sahnede Norman Osborn ve Harry Osborn ile tanışıyoruz. Zengin bir bilim adamı olan Norman
Osborn (W. Dafoe) oğlu Harry'yi, Rolls Royce'u ile okula bırakmaktadır. Babası ile tartışan Harry arabadan
inip Peter'ın yanına gider. İki gencin arkadaş olduklarını anlarız. Hemen sonra Norman Osborn yanlarına
gelir ve Harry'ye unuttuğu okul çantasını verir. Harry de Peter ile babasını tanıştırır. Peter, Norman'ın
makalelerini okumuş ve çok etkilenmiştir. Norman da, bu genç dahiden çok hoşlanmıştır.
(Bu sahne, Peter'ın arkadaşı Harry ile Peter'ın gelecekteki düşmanı Osborn'u bize tanıtıyor. Fakat senaryo,
müstakbel düşmanları önce birbirine arkadaş yaparak, ilginç bir durum yaratıyor. Peter'ın genç bir dahi
olduğunun belirtilmesi de onunla özdeşleşmeyi artırıyor.)
Bir sonraki sahnede, okul otobüsünün taşıdığı öğrenciler, Columbia Üniversitesi'nin bir laboratuarını
gezmektedir. Liseli öğrencileri gezdiren rehber, örümcekler hakkında bilgiler verir, bu laboratuarda
örümceklerle ilgili genetik deney yapıldığını, ve şu anda 15 adet süper örümcekleri olduğunu söyler. Fakat
örümceklerden biri kayıptır.
Sahnenin devamında Peter ile okulun kabadayıları arasındaki çekişme, Peter'ın M.J.'e olan ilgisi fakat
kendinde yeterli cesareti bulamaması, onun yerine Harry'nin (Peter'dan öğrendiği bilgileri kullanarak)
M.J.'le sohbet etmesi, en sonunda da Peter'ın cesaretini toplayarak M.J.'e yaklaşması anlatılıyor. (Bütün
bunlar, hem Peter'la özdeşleşmeyi artırıyor, hem de senaryonun ilerleyen bölümlerinde karşımıza çıkacak
durumların ve çatışmaların temelini atıyor).
DÖNÜM NOKTASI 1 : FIRSAT
Senaryonun %10luk bölümünün bitiminde, kahramanımıza yeni bir fırsat sunulmalıdır. Bu da onda yeni
ve görülebilir bir istek uyandırmalıdır. Böylece kahraman, yolculuğuna başlar.
ÖRÜMCEK ADAM'da Fırsat :
Bu, M.J.'nin fotoğrafını çekmekle meşgul olan Peter'ın, kayıp örümcek tarafından ısırıldığı sahnedir.
Böylece Peter Parker, bu süper örümceğin sahip olduğu özellikleri kazanır.
AŞAMA 2 : YENİ DURUM
Hikayenin %10'u ile %25'i arasındaki bölümde kahramanımız, karşısına çıkan fırsattan kaynaklanan yeni
duruma tepki verir. BU yeni ortama alışır, neler olup bittiğini anlamaya çalışır; ya da genel amacını
gerçekleştirmek için bir plan yapar.
ÖRÜMCEK ADAM'da Yeni Durum :
Peter Parker örümcek tarafından ısırıldıktan sonra kendinde bazı değişiklikler gözlemeye başlar. Olayın
ertesi sabahı gözlüklere artık ihtiyacının olmadığını, ve vücudunun bir önceki geceye göre çok daha kaslı
olduğunu fark eder. Sonraki bir sahnede Peter filmin başındaki gibi yine otobüsü kovalamaktadır. Ama bu
kez otobüsün yanına asılmış olan afiş Peter'ın eline yapışır. Peter buna anlam veremez. Okula gider.
Okul yemekhanesinde yemek yerken, yanından M.J. geçer. Fakat genç kız ıslak zeminden dolayı kayar ve
düşmeye başlar. Peter sadece onu tutmakla kalmaz, yemeğini de yere düşmeden yakalar. M.J. (romantik
ilgi) Peter'ın bu hareketinden etkilenir.
Hemen sonrasında Peter, bir çatalın eline yapıştığını fark eder. Hemen sonra da kolundan fırlayan bir ağ,
biraz ilerdeki yemek dolu tabldota yapışır. Paniğe kapılan Peter, ağı hızla çekince, ağla birlikte gelen
tabldot, Peter'ın arkasında oturan Flash'ın (Peter'a filmin başından beri eziyet eden, okulun kabadayısı)
üzerine dökülür. Peter hiçbirşey olmamış gibi yemekhaneden kaçar. Ama Flash peşindedir.
Okuldaki dolabına giden Peter, "örümcek hissi" sayesinde Flash'ın arkasında olduğunu ve kendisine
yumruk atmak üzere olduğunu fark eder ve bu yumruktan kaçmayı başarır. Sonra da, kendisinden hiç
beklenmeyen bir çeviklik ve güç ile Flash'ı bir yumrukta devirir.
Kendi yaptıklarına şaşıran Peter, koşarak okuldan uzaklaşır. Bir ara sokağa girer. Ve kendisindeki
değişimlerin sebebini anlar: bu, dün kendisini ısıran örümcektir. Bunu fark edince, biraz içgüdüsel bir
biçimde, arkasındaki düz duvara tırmanmaya başlar. Evet, Peter bir örümcek gibi düz duvara
tırmanabilmektedir.
Sonraki sahnede Peter'ı çatıların üzerinde sıçrarken görürüz. (Doğrudan "The Matrix"e yapılan bir
gönderme!) Peter yeni güçlerini denemektedir. Son olarak, sokağın karşısındaki bir binanın üzerine,kolundan çıkan ağ yardımıyla, kısmen başarılı bir atlayış yapar.
(Bu arada çeşitli sahnelerde, Norman Osborn'un projesinin tehlikeye girdiğini, Osborn'un "performans
artırıcı" denen bir maddeyi kendi üzerinde denediğini, bunun sonucunda fiziksel olarak çok güçlendiğini
ama akıl sağlığını da yitirdiğini görürüz. Belli ki bir taraftan Örümcek Adam yavaş yavaş ortaya çıkarken,
diğer taraftan da Norman Osborn onun en büyük düşmanı olarak belirmektedir. Fakat bu, B hikayesidir. A
hikayesini, yani senaryonun ana eksenini Peter'ın hikayesi oluşturur.)
DÖNÜM NOKTASI 2 : PLANDA DEĞİŞİKLİK
Hikayenizin dörtte birine geldiğinizde, kahramanımıza öyle bir şey olmalı ki, kahramanın başlangıçtaki
arzusu net bir sonucu olan, spesifik, gözle görülür bir hedefe dönüşmeli. Bu, kahramanımızın dış
motivasyonunun açıklandığı/belirlendiği andır. (Syd Field'a göre "Plot Point 1")
ÖRÜMCEK ADAM'da Planda Değişiklik :
Peter Parker artık yeni kimliğinin ve güçlerinin tam olarak farkındadır. Fakat hâlâ gizli gizli sevdiği M.J.'e
açılacak hâlde değildir. M.J.'in Flash'ın arabasından çok hoşlandığını görünce, Peter da araba almak
düşüncesine kapılır. Ama parası yoktur. Para kazanmanın yolunu da, yine araba dergisinde görür: Amatör
Güreşçilere üç dakika ringde kaldıkları takdirde, 3 bin dolar verilmektedir. Peter buraya katılmaya karar
verir. Kendine bir kostüm tasarlamaya ve ağ fırlatma becerisini geliştirmeye başlar.
AŞAMA 3 : İLERLEME
Hikayenin %25'i ile %50'si arasındaki süre boyunca, kahramanımızın hedefe ulaşmada kullandığı planı işe
yarar gibi görünmektedir.
ÖRÜMCEK ADAM'da İlerleme :
Peter Parker, "Amatör Güreşçiler Aranıyor" ilanına başvurur. Bu, Peter'ın paraya -> arabaya -> M.J.'e
ulaşma planıdır. Peter ringe çıkar ve Kemik Kıran ("Chainsaw") deden bir ızbandutla kapışır. Bir ara dayak
yese de, sonunda adamı fena halde pataklar. Fakat 3 bin dolarını almaya gittiğinde, organizatör ona
sadece 100 dolar verir, çünkü Peter adamın işini 3 dakikadan önce bitirmiştir. Peter buna itiraz eder, ama
organizatör "bu benim sorunum değil" diyerek Peter'ı odasından çıkarır.
Peter odadan çıkar ve asansöre gider. O sırada bir hırsız organizatörün odasına dalar ve silah zoruyla
adamın bütün parasını alır. Sonra da koşarak bürodan çıkar, Peter'ın çağırmış olduğu asansöre biner ve
kaçar. Peter bütün bu olanları seyretmekle yetinir. Hem polis hem de organizatör, neden hırsızı
durdurmadığı sorar, ama Peter, bunun kendisinin sorunu olmadığını söyler.
Dövüş salonundan çıkan Peter sokakta yürürken bir şeyin etrafında toplanmış bir kalabalık görür ve
içgüdüsel olarak aralarına girer. Yerde amcasının yattığını görünce çok şaşırır. Bir araba hırsızı amcasını
vurmuş ve arabasıyla kaçmıştır. Yaralı yaşlı adam oracıkta, Peter'ın gözleri önünde ölür. Peter da yeri
tespit edilen katilin peşine düşer.
Peter binaların arasında ağ fırlatarak uçmaya başlar. (Bu kendi kendine belki asla cesaret edemeyeceği
bir şeydir. Ama şu anda amcasının katilini yakalamak gibi güçlü bir motivasyonu vardır.) Ve kısa bir süre
sonra da araba hırsızını eski bir binanın içinde kıstırır. Fakat araba hırsızının yüzüne ışık vurunca, Peter,
amcasını öldüren adamla, kendisinin kaçmasına izin verdiği hırsızın aynı kişi olduğunu görür ve çok
şaşırır. Yani Peter, kendi bencilliği, kendi sorumsuz davranışı yüzünden amcasının ölümüne neden
olmuştur. Ayağı takılan adam bir kaç katlık binadan düşerek ölür. .
(Bu arada Yeşil Cin'in, Norman Osborn'u işinden eden adamları öldürdüğüne tanık oluruz. Örümcek
Adam'ın muhtemel ve müstakbel düşmanı, kötülüklerine başlamıştır.)
DÖNÜM NOKTASI 3 : DÖNÜŞÜ OLMAYAN NOKTA
Senaryonuzun tam ortasında (yaklaşık 60. sayfada), kahraman kendini amacına tamamen adamalıdır. Bu
âna kadar kahraman geri dönme, planından vazgeçme, ve filmin başındaki gibi yaşama şansına sahipti.
Ama bu noktada kahraman bütün gemileri yakmalıdır. (Syd Field'a göre "Midpoint")
ÖRÜMCEK ADAM'da Dönüşü Olmayan Nokta :
Peter mezuniyetinden sonra kendi odasına gider. Halasıyla bir süre konuşur. Amcasının ölümü onu hâlâ
çok etkilemektedir. Tek başına kaldığı bir anda, artık bir kutuya kaldırdığı eski örümcek adam giysisini ve
örümcek adam kostümü eskizini çıkarır. Ve zihninde amcasının sözleri yankılanır: "Unutma, büyük güç,büyük sorumluluk gerektirir."
Bu, Peter'ın -belli ki bir süredir rafa kaldırdığı- örümcek adamlığa dönmeye karar verdiği andır. Bundan
sonra büyük güçlerini, insanların iyiliği için kullanacaktır.
AŞAMA 4 : ENGELLER, ZORLUKLAR, BÜYÜK KAYIP TEHLİKESİ
Senaryonun %50'si ile %75'i arasındaki bölümde, gözle görülür amacı gerçekleştirmek gittikçe zorlaşır.
Bu aşamada kahramanımız başarısız olduğu takdirde kaybı, başlangıca göre çok daha fazla olacaktır.
ÖRÜMCEK ADAM'da Engeller :
David Koepp'in senaryosunda Örümcek Adam'ın önünde bir kaç engel/tehlike bulunmaktadır. Bunlardan
biri, yaşadığı şehirdeki suçlulardır. Diğeri, Örümcek Adam'ı kötü tanıtmaya çalışan gazete sahibi Jonah
Jameson'dur. Üçüncüsü, Peter'ın sevgisini bir türlü M.J.'e açamaması sonucunda genç kızın, Peter'ın en
yakın arkadaşı Harry Osborn ile çıkmaya başlamasıdır. Sonuncusu ise şehre musallat olan Yeşil Cin'dir.
Norman Osborn, şirketinin elinden alındığını öğrenince, şirketin yönetim kurulunu bir festival günü toptan
ortadan kaldırır. Ama karşısına ilk kez Örümcek Adam çıkar, ve kısmen de olsa ona engel olur.
Hikayenin bu aşamasında, Yeşil Cin'in dış motivasyonu önem kazanıyor. Yeşil Cin, üstün güçlerini
kullanarak şehirde hakimiyet kurmak istemektedir. Örümcek'i de yanına almaya karar verir. Ona birlikte
çalışmayı teklif eder. Ama Örümcek onu reddeder. Yeşil Cin bütün çabalarına karşın, Örümcek'i alt
edememektedir.
Bu arada Örümcek Adam adam ile, onun Peter Parker olduğunu bilmeyen M.J. arasında duygusal bir
yakınlaşma olur. Buna paralel olarak, Harry Osborn ile M.J.'in arası gittikçe bozulmaktadır.
Hikayedeki önemli herkesin toplandığı bir Şükran Günü yemeğinden Norman Osborn, Peter Parker'ın
Örümcek Adam olabileceğinden şüphelenir. Bunun üzerine Örümcek Adam'a farklı bir noktadan
saldırmaya karar verir. ("Düşmanın hassas noktası beyni ya da vücudu değildir: kalbidir!") Onun sevdiği
insanlara saldıracaktır.
İlk olarak Peter Parker'ın halasına saldırır. Kadın hastanelik olur. (Burada Koepp çok güzel bir hareketle,
sıkıcı olabilecek hastane sahnesini, Peter-M.J.-Örümcek arasında duygusal bir yakınlaşmanın kurulması
için kullanır). Fakat Yeşil Cin'in Örümcek'e yapacağı kötülükler bununla bitmeyecektir.
DÖNÜM NOKTASI 4 : EN BÜYÜK AKSİLİK
120 sayfalık senaryonun yaklaşık olarak 90. sayfasında, kahramanımıza öyle bir şey olmalı ki, izleyici
onun herşeyini kaybettiğini düşünmelidir. (Syd Field'a göre "Plot Point 2")
ÖRÜMCEK ADAM'da En Büyük Aksilik :
Yeşil Cin, M.J.'i kaçırmış ve bir köprünün üzerine yerleştirmiştir. Aynı zamanda, köprünün yanındaki çocuk
dolu bir telefiriği de ele geçirmiştir. Yeşil Cin her ikisini de elinde tutar, belli ki ikisini de köprüden aşağı
atacaktır. Örümcek Adam'ı ahlaki bir seçim yapmak zorunda bırakır: Çocukları mı kurtarmalıdır, M.J.'i mi?
AŞAMA 5 : SON HÜCUM / ZORLAMA
Yenilmiş ve hırpalanmış olan kahramanınız, sahip olduğu herşeyi riske atmalıdır. Tüm gücünü ve
cesaretini, hedefine ulaşmak için kullanmalıdır.
ÖRÜMCEK ADAM'da Son Hücum :
Örümcek Adam, önce M.J.'i kurtarır. Sonra da çocuklarla dolu teleferiği güvenli bir biçimde bir teknenin
üzerine indirir.
DÖNÜM NOKTASI : 5 DORUK
Filmin doruğunda bir kaç şey birden olmalıdır: kahraman, bütün hikayedeki en büyük engelle
karşılaşmalıdır; kendi kaderini belirlemelidir, ve dış motivasyon meselesi tamamen hallolmalıdır. Hiçbir
film, kahramanın büyük meselesinin hallolması ile sona ermez. Artık yolculuğunu bitirmiş olan
kahramanın yeni hayatını da göstermelisiniz.
ÖRÜMCEK ADAM'da Doruk :
Filmin doruğu, Örümcek Adam ile Yeşil Cin'in yıkık bir bina içinde bire bir kapıştığı sahnedir. Yeşil Cin,
Örümcek'i öldüresiye döver. Örümcek'in kolunu kaldıracak hali kalmaz. Ama Yeşil Cin'in M.J.'i de
öldüreceğini söylemesi, Örümcek'e son bir kuvvet verir ve bununla da düşmanını alt eder.
AŞAMA 6 : SONUÇ
Bazı filmlerde, doruk noktasından sonra gösterecek pek bir şey kalmaz. Bu tür filmlerde yazarın amacı,
seyirciyi şaşırmış/afallamış ya da mutlu/memnun halde bırakmaktır. Bu yüzden doruk, filmin sonlarına
yakın bir yerde meydana gelir. Ama bir çok romantik komedide, gizem filminde ve dramada, sonuç
senaryonun en son 5 ila 10 sayfasını oluşturur.
ÖRÜMCEK ADAM'da Sonuç:
Örümcek Adam'ın sonucunda biri uzun, diğeri kısa iki sahne var. İlki, Örümcek'in, Norman'ın cesedini
evine bıraktığı sahne. İkincisi de Norman Osborn'un cenazesinin olduğu sahne. Bu sahnede, Koepp ilginç
bir şey yapıyor: Harry, Örümcek Adam'dan intikam almaya yemin ediyor, ama aynı zamanda ailesinin tek
bireyinin Peter olduğunu söylüyor. (Buna benzer bir sahneyi aşağıda incelemiştik: You've Got Mail). Daha
sonra M.J. ile Peter arasındaki sahneye geçiyoruz. M.J., aslında Peter'ı sevdiğini fark etmiştir ve bunu ona
söyler. Ama Örümcek Adam'lık sorumluluğunu omuzlarında taşıyan Peter, içi yansa da, genç kızın aşkına
karşılık vermemeyi tercih eder.
(NOT: Bu film de önemli ölçüde "kimliğini gizleme" teması etrafında dönmektedir. Tıpkı You've Got Mail,
Superman ya da Batman gibi. Butemanın ayrıntılı bir değerlendirmesini, John Truby'nin yaklaşımını
incelerken göreceğiz - yakında)

3 PERDELİ YAPI - Dikkat! Çok Önemli Bir Yazı!
M. Hauge, üç perdelik yapıyı, çeşitli alt bölümlere ayırmıştır. Bunlar şöyledir:
Serim (Aşama 1 + Dönüm Noktası 1 + Aşama 2)
Gelişme (Dönüm Noktası 2 + Aşama 3 + Dönüm Noktası 3 + Aşama 4)
Çözüm (Dönüm Noktası 4 + Aşama 5 + Dönüm Noktası 5 + Aşama 6)
Şimdi bu aşama ve dönüm noktalarını teker teker inceleyelim. Bu ayrım, çok katı gibi görünse de
senaristin işini büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır.
AŞAMA 1 : SERİM / GENEL DURUM
Senaryonuzun açılışındaki %10'luk bölüm, okuyucuyu ve izleyiciyi, hikayenin başlangıçtaki ortamına
çekmelidir. (İlk 10 sayfa kuralını hatırlayın) Burada kahramanımızın günlük hayatını göstermeli, ve
(kahramana haksızlık yapıldığını göstererek, kahramanı tehlike altında göstererek, kahramanın sevilebilir,
komik, ve/veya güçlü biri olduğunu göstererek) onunla özdeşleşme sağlanmalıdır.
DÖNÜM NOKTASI 1 : FIRSAT
Senaryonun %10luk bölümünün bitiminde, kahramanımıza yeni bir fırsat sunulmalıdır. Bu da onda yeni
ve görülebilir bir istek uyandırmalıdır. Böylece kahraman, yolculuğuna başlar. (Bu, Neo'nun Morpheus ile
tanışmaya götürüldüğü andır).
AŞAMA 2 : YENİ DURUM
Hikayenin %10'u ile %25'i arasındaki bölümde kahramanımız, karşısına çıkan fırsattan kaynaklanan yeni
duruma tepki verir. BU yeni ortama alışır, neler olup bittiğini anlamaya çalışır; ya da genel amacını
gerçekleştirmek için bir plan yapar ("Yalancı Yalancı"daki -Liar Liar- Fletcher, kendisinin gerçeği söylemek
üzere lanetlendiğini kavrar; "Mrs. Doubtfire" da çocuklarını görmek için bir plan yapar.) Bir çok filmde
kahraman bu yeni duruma isteyerek, büyük bir heyecan ve beklenti duyarak girer, ya da en azından yeni
sorunun kolayca çözülebileceğini düşünür. Ama çatışma geliştikçe/ilerledikçe, karşısındaki engellerin
sandığından da büyük olduğunu fark eder.
DÖNÜM NOKTASI 2 : PLANDA DEĞİŞİKLİK
Hikayenizin dörtte birine geldiğinizde, kahramanımıza öyle bir şey olmalı ki, kahramanın başlangıçtaki
arzusu net bir sonucu olan, spesifik, gözle görülür bir hedefe dönüşmeli. Bu, kahramanımızın dış
motivasyonunun açıklandığı/belirlendiği andır. (Syd Field'a göre "Plot Point 1")
AŞAMA 3 : İLERLEME
Hikayenin %25'i ile %50'si arasındaki süre boyunca, kahramanımızın hedefe ulaşmada kullandığı planı işe
yarar gibi görünmektedir. (Görevimiz Tehlike 2'de Ethan Hunt, kötü adama iyice yaklaşır.) Bu aşamada
da çatışma vardır, ama kahramanımız karşısına çıkan engelleri aşabilmektedir.
DÖNÜM NOKTASI 3 : DÖNÜŞÜ OLMAYAN NOKTA
Senaryonuzun tam ortasında (yaklaşık 60. sayfada), kahraman kendini amacına tamamen adamalıdır. Bu
âna kadar kahraman geri dönme, planından vazgeçme, ve filmin başındaki gibi yaşama şansına sahipti.
Ama bu noktada kahraman bütün gemileri yakmalıdır. (Syd Field'a göre "Midpoint")
AŞAMA 4 : ENGELLER, ZORLUKLAR, BÜYÜK KAYIP TEHLİKESİ
Senaryonun %50'si ile %75'i arasındaki bölümde, gözle görülür amacı gerçekleştirmek gittikçe zorlaşır.
Bu aşamada kahramanımız başarısız olduğu takdirde kaybı, başlangıca göre çok daha fazla olacaktır.
DÖNÜM NOKTASI 4 : EN BÜYÜK AKSİLİK
120 sayfalık senaryonun yaklaşık olarak 90. sayfasında, kahramanımıza öyle bir şey olmalı ki, izleyici
onun herşeyini kaybettiğini düşünmelidir. ("Benden Bu Kadar"da - As Good As It Gets- Carol, Melvin'i terk
eder. "The Matrix"te Morpheus yakalanır.) (Syd Field'a göre "Plot Point 2")
AŞAMA 5 : SON HÜCUM / ZORLAMA
Yenilmiş ve hırpalanmış olan kahramanınız, sahip olduğu herşeyi riske atmalıdır. Tüm gücünü ve
cesaretini, hedefine ulaşmak için kullanmalıdır. (The Matrix'te Neo, Morpheus'u kurtarmak için tekrar
Matrix'e girer.)
DÖNÜM NOKTASI : 5 DORUK
Filmin doruğunda bir kaç şey birden olmalıdır: kahraman, bütün hikayedeki en büyük engelle
karşılaşmalıdır; kendi kaderini belirlemelidir, ve dış motivasyon meselesi tamamen hallolmalıdır. (Bu,
Rocky 1'in finalindeki büyük maç, "Er Ryan'ı Kurtarmak"ta Almanların köprüyü ele geçirmek için yaptıkları
son saldırı, "The Matrix"te de Neo ile Ajanlar arasındaki son kapışma ve kovalamacadır.) Hiçbir film,
kahramanın büyük meselesinin hallolması ile sona ermez. Artık yolculuğunu bitirmiş olan kahramanın yeni
hayatını da göstermelisiniz.
AŞAMA 6 : SONUÇ
Bazı filmlerde, doruk noktasından sonra gösterecek pek bir şey kalmaz. (Örneğin "Thelma & Louise"de
doruk noktası, iki kadının arabayla uçurumdan atlamasıdır. Film bu görüntüyle sona erer.) Bu tür
filmlerde yazarın amacı, seyirciyi şaşırmış/afallamış ya da mutlu/memnun halde bırakmaktır. Bu yüzden
doruk, filmin sonlarına yakın bir yerde meydana gelir. Ama bir çok romantik komedide, gizem filminde ve
dramada, sonuç senaryonun en son 5 ila 10 sayfasını oluşturur. ("Er Ryan'ı Kurtarmak"ta doruk
noktasından -köprünün savunulması ve Yüzbaşı Miller'ın ölmesi- sonra, Ryan'ı ailesiyle birlikte mezarlıkta
görürüz. Ryan, Yüzbaşı Miller'ın mezarını ziyaret etmektedir. "The Matrix"te Neo ile Trinity öpüşür, sonraki
sahnede Neo'nun "Sistem"e telefon edişini ve uçuşunu görürüz.)

CÜMLEDEN ÖYKÜYE (3 Perdeli Yapıya Giriş)
Diyelim ki elimizde bir cümlelik bir senaryo fikri var. Bu bir cümleden, senaryonun temelini oluşturan
hikayeye nasıl ulaşacağız?
Burada "3 perdeli yapı" (3 Act Structure) yardımımıza koşuyor. Aristo zamanından (hatta daha
öncesinden) günümüze kadar kullanılan bu yapıyı aslında hepimiz genel hatlarıyla biliriz:
• Giriş (Serim)
• Gelişme (Çatışma)
• Sonuç (Çözüm)
Bu yapı tiyatroda yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Ama yüz yaşını yeni devirmiş olan sinemada (özellikle
de ticari sinemada) daha bir "özelleşmiş"tir, yani kendine has bazı özellikler edinmiştir. Bu yapının
sinemada kullanımını yakın zamanda en iyi analiz edenler Syd Field ve Michael Hauge olmuştur.
Senaristin "sanatçı" yönü, ruhunda serbest uçuş halindeki duygu ve düşünceleri böyle bir kalıba
sokmakta isteksiz olabilir. Bu son derece anlaşılır bir duygudur. Ama bu 3 perdelik yapı, birileri ya da
kanunlar tarafından zorla dayatılan bir şey değildir. Yüzyıllar boyunca süren deneyimler sonucunda,
"izleyici" denen insan kitlesinin, bir öyküyü en kolay nasıl anladığı ile ilgili gözlemlere dayanan bir
"öneri"dir. Bu öneriye uyabilir, uymayabilir, bazı taraflarını alıp bazı taraflarını değiştirebilirsiniz. Ama
şundan emin olun: izleyicilerin büyük bir kesimi, bu yapıya uygun olarak yazılmış senaryolardan
hoşlanmaktadır.
Bir sonraki yazıda, 3 perdelik yapı ile ilgili çok önemli, temel nitelikli bilgiler bulacaksınız. Bundan sonra
da, bir çok filmin bu yapıya ne kadar uyduğunu inceleyeceğiz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol